Türk EnglishFrançaisРусскийالعربية

Araç Değer Kaybı – Hasar Tazminatı

Araç Değer Kaybı – Hasar Tazminatı

[vc_row][vc_column][vc_single_image image=”5476″ img_size=”full”][vc_column_text]

 1- Araç Değer Kaybı Ne Anlama Gelmektedir

Trafik kazaları günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız olaylar arasında yer almaktadır. Kaza sonrası hasar gören araçlar hem Tramer kayıtlarında hasarlı araç olarak geçmekte hem de onarım gördüğünden piyasa rayiç değerinde maddi kayıp yaşanmaktadır. İşte böyle bir olayda yaşanan kayba, değer kaybı zararı denir. Yargıtay değer kaybını “değer kaybı zararı, aracın olay tarihindeki değeriyle hasarı giderildikten sonra (tamir edilmiş hali ile) edeceği değer arasındaki farktan ibarettir” şeklinde tanımlamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/18959 E.  ,  2016/5661 K. 09.05.2016 T.)

2- Araç Değer Kaybı Taleplerinde İlgili Mevzuat Hükümleri

Konu ile ilgili mevzuata bakıldığında Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine göre; trafik kazası sonrasında değer kaybı oluşması halinde kusurlu olan taraf trafik sigortası,  kaza dolayısıyla meydana gelen hasarı ve değer kaybını tazmin etmekle yükümlüdür. Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre de aracın bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.

3- Araç Değer Kaybı Hesaplanırken Dikkate Alınacak Hususlar

Araç değer kaybı hesaplanırken karşımıza ikili bir ayrım çıkmaktadır. Burada 04/10/2021 tarihi önemli bir tarihtir. Zira 04/10/2021 tarihli resmi gazetede araç değer kaybı tazminatının hesaplanmasında uygulanacak usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu nedenle 04/10/2021 tarihinden önce ve sonra meydana gelen kazalarda iki farklı şekilde hesaplama yapılacaktır.

  • 04/12/2021 tarihinden önce meydana gelen bir kazaya karışan aracın değer kaybı tazminatının hesaplanması:

04/12/2021 tarihinden önce meydana gelen bir kazaya karışan aracın değer kaybı tazminatı piyasa araştırmaları sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ile hesaplanmaktaydı. Bu sistem aslında kısaca şöyle tarif edilebilir; kazaya karışan aracın kazadan bir gün önce piyasa değeri ne kadardı, kazadan bir gün sonra ise değeri ne oldu. İşte bu iki değer arasındaki fark kişinin gerçek zararı olarak hesaplanmaktaydı.

Bilirkişiler bu hesaplamaları yaparken önceki uygulamalarda ve Yargıtay kararlarında belirtilen usul ve esaslara göre çalışarak bir sonuç ortaya çıkarmak için gayret gösterseler de; yine de; bu raporlar sübjektif inceleme ve gözlemlerin ürünü olduğu için mutlak doğru ve gerçeğe ulaşılmasında ciddi hatalar olabilmekteydi. Bu nedenle uygulamada yaşanan bu türlü sıkıntıların önüne geçebilmek adına 04/12/2021 tarihinde yeni bir hesaplama sistemine geçilmiştir. Bu yeni sistemde çok ayrıntılı bir şekilde aracın değer kaybına ilişkin bütün kalemler tek tek sayılmış ve her biri için ayrı ayrı çarpan değerleri belirlenerek ortaya matematiksel bir formül konulmuştur. Bu yeni sistemin ayrıntılarını aşağıda ayrı bir başlık altında ele alacağız.

04/12/2021 tarihinden önceki kazalarda hasar alan araçların değer kayıp tazminatları hesaplanırken bilirkişiler piyasa araştırmaları yaparken yargı kararları ışığında araç kilometresi, araç değişen parçası, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi unsurlara bakmaktaydılar. Yargıtay yukarıda künyesini verdiğimiz kararda “araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır” diyerek konuya açıklık getirmişti. Ancak tekrar belirtmek faydalı olacaktır, bu uygulama 04/12/2021 tarihinden sonra tamamen değişmiştir. Fakat 04/12/2021 tarihinden önce meydana gelen bir kazada hasar alan araca ilişkin değer tespiti yapılırken yine eski sistem uygulanmaya devam edecektir. Şimdi 04/12/2021 tarihli değişikliklere geçelim.

  • 04/12/2021 tarihinden sonra meydana gelen bir kazaya karışan aracın değer kaybı tazminatının hesaplanması:

Yukarıda ifade edildiği gibi 04/12/2021 tarihli resmi gazetede karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında değişiklik yapılmasına dair genel şartlar yayınlanmıştır. Resmi gazetenin ek bölümünde ise değer kaybı tazminatının nasıl hesaplanacağına dair yeni sistem duyurulmuştur. Bu yeni sistem tamamen matematiksel verilere dayanmaktadır. Biz burada yapılan düzenlemenin sistematiğine göre adım adım ilerleyeceğiz.

  1. Adım: Her araca, araç türüne göre bir kod verilmiştir. Örneğin otomobil ve taksi A grubu, minibüs ve otobüs B grubu, kamyon ve kamyonet ise C gurubu olarak tasnif edilmiştir. Buna göre ilk adım kazaya karışan aracın araç kodunu belirlemektir.
  2. Adım: Daha sonra aracın piyasa değeri belirlenecektir. Bu değer aracın kaza tarihi itibarıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Kasko Araç Değer Listesindeki ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Piyasa Değer Listesindeki, araç grubuna göre belirlenmiş bedellerin ortalaması alınarak tespit edilir. Araç bedelinin anılan listelerin yalnızca birinde yer alması halinde doğrudan bu bedel esas alınır. Her iki listede de yer almayan araçların piyasa değeri, araç değeri araştırması yapılmak suretiyle sigorta eksperi tarafından belirlenir.
  3. Adım: Devamında ise piyasa değeri belirlenen aracın Rayiç Değer Katsayısı belirlenecektir, bu kasayı araç koduna göre resmi gazetenin ekinde ilan edilen çizelgede yer alan tablolara göre belirlenir.
  4. Adım: Dördüncü adım olarak değer kaybı hesaplanacak aracın Kullanılmışlık Düzeyi Katsayısı belirlenecektir. Bu katsayı araç koduna göre aracın kaza tarihindeki kilometre bilgisi/çalışma saati dikkate alınarak çizelgede yer alan tablolarla tespit edilir.
  5. Adım: Beşinci adımda çizelgedeki tabloda araç koduna karşılık gelen ilgisine göre Parça Değişim Katsayısı veya Onarım Katsayısı ile birlikte Boya Katsayısı kullanılarak aracın Hasar Katsayısı belirlenen formüle göre tespit edilir. Bu işlemin devamında hasar gören parçanın aracın kaza tarihindeki KDV dahil toplam hasar tutarı üzerinden Hasar Tutarı Katsayısı, çizelgedeki formül ile hesaplanır. Bu adımda son olarak Hasara Uğrayan Parçalar Katsayısı; hasar katsayısı ile hasar tutar katsayısının toplamının 100’e bölünmesi sonucu bulunur.
  6. Adım: Araç kodu ve kullanılmışlık düzey katsayısı göz önünde bulundurularak tabloda yer alan ilgili genel değerlendirme etkisine veya etkilerine göre Genel Değerlendirme Katsayısı, çizelgedeki formülle hesaplanır.
  7. Adım: Son adımda şimdiye kadar yapılan tüm hesaplamaların ardından araçta oluşan Değer Kaybı, aşağıdaki formüle göre tespit edilir.

Değer Kaybı= Piyasa Değeri x Rayiç Değer Katsayısı x Kullanılmışlık Düzey Katsayısı x Hasara Uğrayan Parçalar Katsayısı x Genel Değerlendirme Katsayısı

Yukarıdaki adımlarda ve sonuç kısmında yer verilen formülde de görüldüğü üzere yeni sistem tamamen matematiksel verilere göre kurulmuştur. Bu kapsamda hesaplanan Değer Kaybı tutarı, motosiklet türü araçlar için 2,5 ile çarpılarak nihai değer kaybı hesaplanır. Diğer bütün araçlar için yukarıdaki sonuç geçerlidir.[/vc_column_text][vc_single_image image=”5475″ img_size=”full”][vc_column_text]

4- Araç Değer Kaybı Zararı Nasıl Tazmin Edilir

Araç değer kaybının karşılanması noktasında zorunlu araç trafik sigortası devreye girer. Ancak bu kendiliğinden değil başvuru üzerine gerçekleşir. Kazada kusursuz taraf, aracın değerinin karşılanması için ekspertiz raporu alarak değer kaybına sebep olan tarafa dava açabilir. Araç değer kaybı tazmini söz konusu olduğu zaman bunu gerçekleştirmenin iki yolu olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar; Dava yolu ve Sigorta Tahkim Komisyonu yoludur.

a- Dava yolu ile değer kaybının tazmin edilmesi: Dava konusunda bir hususa dikkat çekmek gerekir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesinde 2016 yılında yapılan değişiklikle dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiştir. Bu kapsamda dava açıldıktan sonra dava sürecinde böyle bir başvurunun yapılmadığı ortaya çıkarsa dava usulden reddedilecektir. Bu konudaki ikinci önemli husus meydana gelen kazada karşı tarafın sigortasından veya karşı tarafın kendisinden araç değer kaybı talep edebilmek için her şeyden önce tam kusurlu olmamak gerekmektedir. Bu noktada, kazanın oluşumundaki kusur durumu önem arz etmektedir. Keza kısmi kusur varsa, kusursuzluk oranında değer kaybı tazmini mümkündür. Kusur oranın tespitinde, bilirkişi danışmanlığına başvurmak sıklıkla uygulanan bir yoldur. Son olarak ise kazaya karışan ve hakkında değer kaybı tazmini istenen aracın pert olmaması gerekmektedir. Bu hususlar yerine getirildikten sonra ilgili kişi önce meydana gelen kazada kusurlu olan araç sürücüsünün zorunlu trafik sigortasına başvuru yapmalıdır. Yukarıda değinildiği gibi bu başvuru zorunludur. Buradan istenen sonuç alınamazsa (şirket ödeme yapmaz veya az ödeme yaparsa), önce arabuluculuk sonrasında ise dava açma yoluna gidilebilir.

b-Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapmak: Araç değer kaybı tazmin yöntemlerinden bir diğeridir.  5684 sayılı Kanunun 30. Maddesi çerçevesinde oluşturulan Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta ettiren veya sigortadan menfaat sağlayan kişiler ile sigorta tahkim sistemine üye sigorta kuruluşları arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, kolayca ve hızlıca çözülebilmesi için kurulmuş bir komisyondur. Sigorta Tahkim Komisyonu yalnızca trafik sigortalarına değil, her türlü sigorta uyuşmazlıklarını incelemektedir. Değer kaybı için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilmek için belli başlı başvuru şartları ve bir başvuru usulü bulunmaktadır. Bu usulleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru gerçekleştirmek için öncelikle ilgili sigorta şirketine yapılan başvurunun tatmin edici olmaması, yetersiz olması ya da 15 gün içinde ilgili sorunun çözülememiş olması gerekir.
  • Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılabilmesi için şikayet eden tarafın, bu konuda gerek dava yoluna gerekse sigorta Tahkim Komisyonuna aynı konu ile ilgili başvurmamış olması gerekir.
  • Bununla birlikte, başvurucunun şikayetini sigorta şirketine yazılı olarak beyan etmiş olması ve olumlu sonuçlanmamış olması gerekmektedir.

5- Sigorta Tahkim Komisyonu Kararları

Dosya hakeme tevdi edildikten sonra, hakem dört ay içerisinde dosyayı sonuca bağlamakla yükümlüdür. Hakem kararına itiraz edilmesi haline itiraz hakem heyeti de dosyayı iki ay içinde neticelendirmek zorundadır. Bu nedenle sigorta tahkim komisyonu yolu sonuca ulaşmak için dava yoluna göre daha hızlı bir yoldur.

Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru sonrası sigorta hakemleri tarafından verilen 5.000 TL’ye kadar ki kararlar kesindir. 5.000 TL’den fazla 40.000 TL’den az meblağı içeren kararlar bakımından bir defaya mahsus olmak üzere komisyona itiraz edilebilir. 40.000 TL üstü meblağlara ilişkin itiraz üzerine verilen kararların temyiz edilmesi mümkündür. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na göre Sigorta Tahkim Komisyonu’nun verdiği kararlar tarafları bağlar. Bu kapsamda 5.000 TL’nin altındaki kararlar kesin olacağından doğrudan uygulanırken, 5.000-40.000 TL arasındaki meblağlara ilişkin kararlar komisyona yapılan itiraz üzerine kesinleşir ve bağlayıcı hale gelir. 40.000 TL’den fazla meblağlar bakımından ise eğer komisyonun kararına karşı dava açılırsa mahkemenin kararı sonrası karar bağlayıcı hale gelir. Böylelikle uzun ve yıpratıcı bir mahkeme sürecinden kaçınılmakta ve zarar kısa sürede tazmin edilmektedir.

6- Zamanaşımı

Borçlar Kanununun 72. maddesine göre dava açma süresi kanunen 2 yıllık bir zaman aşımına tabii tutulmuştur. Bu süre zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Buna ek olarak kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıllık bir zaman aşımı süresi de mevcuttur. Buna göre tarafların kaza tarihinden itibaren 10 yıl içerisinde dava açmamaları durumunda konu ile ilgili tüm hakları yasalar önünde düşmektedir.

Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Bu nedenle ceza zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi gerekir.

Caza kanununda öngörülen zamanaşımı süreleri TCK Md. 66 da düzenlenmiştir.

Buna göre zamanaşımı süresi;

  • Ölümlü trafik kazalarında           15 yıl,
  • Yaralamalı trafik kazasında          8 yıl,
  • Hem ölü hem yaralı varsa          15 yıl olarak uygulanacaktır.

Sadece yaralanmalı bir trafik kazasında ceza zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde zarar ya da tazminattan sorumlu olan öğrenilememişse öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl içinde de dava açılabilir ancak sadece yaralanmalı trafik kazalarında hiçbir şekilde kaza tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamaz.

7- Görevli ve Yetkili Mahkeme

Araç değer kaybı davasına bakmakla yükümlü olan mahkeme, genel kurallara göre belirlenmektedir. Genel yetkili mahkeme ise davalı olan tarafın yerleşim yerindeki yetkili asliye hukuk mahkemeleridir. Ancak karşı tarafın, Sigorta Şirketi olması halinde Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir. Herhangi bir yasal zorunluluk bulunmamakla birlikte araç değer kayıplarından kaynaklanan hukuki süreçlerin  avukat yardımı ile takip edilmesi, başvurucunun haklarını korumak ve sonuca daha kolay ve rahat bir şekilde ulaşılması bakımından önemlidir.

 

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Danışman Talep Edin